Georges Cuvier (Jean Léopold Nicolas Frédéric Cuvier) (23 Ağustos 1769 - 13 Mayıs 1832) Fransız bilim insanı ve devlet yöneticisi.
Aydınlanma çağı'nda doğa bilimlerine büyük oranda katkı sağlamış bu ünlü zoolog 1769'da o dönemler Württemberg dükalığı'na bağlı olan Montbéliart kasabasında doğmuştur. Fakir bir ailede büyüyen Cuvier, bebek yaşta ölen abisi nedeniyle ailesi tarafından Georges olarak çağrılmıştır. Doğa bilimlerine olan yatkınlığı sonucu burslu olarak Stuttgart'taki Karlsschule'ye kaydedildi ve bu okulda hocası Carl Friedrich Kielmeyer sayesinde biyolojiye bir hayli merak salmıştır.1 Karşılıklı anatomi ve kadavra işlemleri üzerine uzmanlaşıp mezun olan Cuvier, eğitmen olarak görev aldığı 1788-95 yılları arasında omurgasız deniz canlıları üzerine yazılar yazmıştır. Yaptığı araştırmalar üzerine, Paris Doğa Tarihi Müzesi profesörlerinden Etienne Geoffroy Saint-Hilaire, Cuvier'e yanında çalışması adına baskı yapmıştır. 1795'te müzenin kadrosuna katılan Cuvier, Geoffroy ile bir süre birlikte çalıştı ve memelilerin sınıflandırılması üzerine bir projeye başladılar; ancak kısa zamanda görüşleri ayrılmıştır.2
Cuvier uzun yıllar Paris Doğa Tarihi Müzesi hizmetinde çalıştı, üstelik 1798-1801 yılları arasında Napolyon'un Mısır Seferine bilim insanı olarak davet edilmesine rağmen katılmamıştır. Karşılaştırmalı anatomi üzerine daha da derinleşen Cuvier ilk eserini 1797 yılında Tableau élémentaire de L'histoire Naturelle des Animaux adıyla yayımladı. Bunun üzerine müzedeki çalışmalarının notlarını derleyerek oluşturduğu bir diğer eseri de Leçons d'anatomie comparée adlı eseriydi ve eserin teması hayvanların sahip olduğu organların işlevlerinin temel esas olduğu ve hayvanın anatomik formuna yön verdiği ve çevreyle etkileşimin organ işlevini belirlediği yönündedir. Bu noktada eski iş arkadaşı Geoffroy ile ayrılmaktadır, zira Geoffroy tersine fonksiyonun formu değil, çevre etkisiyle anatomik formun bir yaşam biçimini zorladığı yönünde bir düşüncesi vardı. Cuvier üzerinde çalıştığı anatomik özelliklerle ilgili olarak onların canlılık tarihi boyunca sabit kaldığı yönünde bir açıklama getiriyordu. Evrim teorisine karşıydı, çünkü uyumlu ve işlevsel organ bütünlükleri en ufak bir değişimle bozulurdu şeklinde düşünmektedir. Bu yönüyle çağdaşı Jean-Baptiste Lamarck'a şiddetle karşı çıkmaktaydı. Cuvier salt akademik değil, aynı zamanda bürokraside de görevler aldı ve çabuk yükseldi. Özellikle eğitim alanında reformlar hazırladı ve okul kurma atılımlarını yönetti. Birçok üniversitenin temeli atan kişiler arasındaydı. Bu bürokratik hizmetleri sonucunda 1811 yılında Napolyon döneminde Chevalier (şövalye) ilan edildi. Eğitim üzerine yaptığı inceleme raporlarını kitaplaştırdı ve 1810 yılında Rapport historique sur les progres des sciences naturelles depuis 1789, et sur leur état actuel adlı eserinde yayımlamıştır.3
Aydınlanma çağı'nda bilime katkılar yapan Cuvier'in en sıra dışı ve kilit katkısı canlılar dünyası üzerinde bir yokoluş kavramını dile getirmesidir. O döneme dek Rönesans dönemindeki bilginlerin de kullandığı fosil açıklaması tercih ediliyordu, zira fosiller mevcut yaşayan canlılara ait kalıntılar olarak adlandırılıyorken; Kont Buffon gibi doğa bilimcilerin görüşlerine göre fosiller jeolojik tarihin birer temsilcileri olarak artık yaşamayan canlılara aitti. Cuvier de bu konuda önemli çalışmalar yapmıştır.4 Özellikle filler üzerindeki araştırmaları kilit noktadadır, zira Avrupa ve daha çok Sibirya'da bulunan mamut kalıntıları ile modern filler akraba sayılıyor hatta Afrika ve Asya fillerinin bile ayrı tür oldukları bilinmiyordu. Buffon'un teorisine göre Dünya'yı oluşturan Güneş'ten kopan kor küre önce kutuplardan soğumaya başlamıştı, bunun üzerine hayat Ekvatora toplanmaya meyillilerdi. Mamutlar da aslında güneye göç eden Asya filleriydi. Cuvier Paris Müzesi dahilinde yürüttüğü projede Asya ve Afrika fillerinin anatomileri üzerinde incelemeler yaparak bu canlıların farklı türler olduğunu keşfetti ve mamutların da karşılaştırmalı anatomi yöntemiyle fil olmadıklarını bulmuştu.5 Bunların yanında Cuvier'nin fosil-katman eşleşmesine dayanan stratigrafik korelasyon düşüncesi de jeoloji ve dolayısıyla Dünya'nın jeolojik tarihi konusunda devrim niteliğinde bir adımdır. Jeoloji bilimine katkıları büyük olan Cuvier yokoluş kavramını bularak katastrofizmi (afet kuramı) tekrar gündeme getirmiştir ve bu doğal felaketleri de deniz seviyesi yükselmesi, karaların ani yükselmesi gibi jeolojik nedenlere bağlamıştır. Cuvier 1825 yılında Discours sur les révolutions de la surface du globe adlı eserinde bu konuyu incelemiştir.6
Olgunluk yıllarında siyasi görevlerde de bulunmuş olan Cuvier bilimsel çalışmalarına hiç ara vermemiştir. 1814'te Napolyon'un mağlubiyeti ve devrilmesi sonucu içişleri bakanı muavinliğine getirildi. 1817'de devam ettiği zooloji çalışmalarını le regne animal distribue d'apres son organisation adlı eserinde topladı. Carl von Linné tarafından önerilmiş sınıflandırma prensiplerine ciddi bir katkı olarak ortaya konan bu çalışma canlıların gelişim çizgisinin tek düz bir çizgi olmadığını vurgulamıştır. Dönemin canlı sınıflandırması en basitten en gelişmişe düz bir çizgi şeklindedir, Cuvier bu gelişim çizgisini kabul etmeyip hayvanları dört grupta toplayarak (omurgalılar, yumuşakçalar, radyallar, artikulatlar) biyolojide dallara ayrılan sınıflandırma biçimini kurmuştur.7
Orijinal kaynak: georges cuvier. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page